Mahalli Seçimler Malum olunduğu üzere ülkemizde mahalli seçimler 31 Mart 2024 tarihinde yapılacaktır. Seçime katılacak olan siyasi partiler aday adaylığı için takvimlerini açıkladılar. Seçimlere katılmak arzusunda olan aday adayları tercih ettikleri partiden aday adayı olmak için açıklanan tarihler arasında müracaatlarını yapmak zorundadırlar. Tabii ki aday adayı olabilmenin belli şartları var. Kişilerin, partinin koymuş olduğu şartları […]
Mahalli Seçimler
Malum olunduğu üzere ülkemizde mahalli seçimler 31 Mart 2024 tarihinde yapılacaktır. Seçime katılacak olan siyasi partiler aday adaylığı için takvimlerini açıkladılar. Seçimlere katılmak arzusunda olan aday adayları tercih ettikleri partiden aday adayı olmak için açıklanan tarihler arasında müracaatlarını yapmak zorundadırlar.
Tabii ki aday adayı olabilmenin belli şartları var. Kişilerin, partinin koymuş olduğu şartları yerine getirmediği takdirde o partiden aday adayı olma şansı yoktur. Bu şartlardan en dikkat çekeni belirli bir meblağın partiye bağış yapılmasıdır. Meclis üyeliği, Belde Belediye Başkanlığı İlçe Belediye Başkanlığı, İl Belediye Başkanlığı, Büyükşehir Belediye Başkanlığı için ayrı ayrı olmak üzere değişen meblağları bağışlamak zorundasınız.
Bu meblağlar aday adayı olacağınız yerleşim yerinin nüfusuna göre değişiklik göstermektedir. Ayrıca bu meblağlar iddialı partiler için daha yüksek bedellere ulaşmaktadır. Bu durum öncelikli olarak ekonomik şartları uygun olmayan vatandaşlarımızın aday adaylığı önünde önemli bir engel teşkil etmektedir
Bir şekilde aday adayı olduğunuzu varsayalım; sizin gibi birçok kişi de aday adayı olduğu için sizlerden kimin o partinin adayı olacağı kararını o partinin egemenleri karar verecektir. Siz istediğiniz kadar aday adayı olduğunuz görev için son derece donanımlı ve becerikli olun; sonuç itibari ile sizin aday olabilmeniz o partinin bu konudaki yetkililerinin elinde bulunmaktadır.
Bana göre bu fiili durum demokrasimiz açısından çok doğru bir uygulama değildir ve bu fiili durumda seçmenin iradesi sandığa tam olarak yansımamaktadır. Seçmenin önüne aday olarak konulan isimleri seçmeleri için bir nevi emrivaki yapılmaktadır. Hele partilerin güçlü olduğu seçim bölgelerinde parti yönetimince aday yapılmak kısaca ödüllendirilmektir. Hal böyle olunca seçimlerin ana unsuru olan seçmenler, adaylar açısından ikinci planda kalıp; parti yöneticilerinin gözüne girmek öncelik olmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da seçmenden kopuk, o seçim bölgesine uygun olmayan adaylar o seçim bölgesinde partisi güçlü ise seçim kazanmış oluyorlar.
Akla hemen şu soru geliyor; “seçmenin iradesinin sandığa tam olarak yansıyabilmesi için ne yapılmalıdır?” Bana göre milletvekilliği, belediye başkanlığı ve meclis üyeliği için aday seçimi, partinin o seçim bölgesindeki tüm kayıtlı üyelerinin önüne sandık koyup, hangi aday adayı en çok oyu almış ise onu aday yapmak en doğrusudur. Bazı partiler bu uygulamayı kısmen de olsa yerine getiriyorlar. Ama bu bir keyfiyet değil zorunluluk olmalıdır. Bunun içinde T.B.M.M. nin seçim kanununda bu doğrultuda bir tadilat yapması iyi olur diye düşünüyorum.