Cusco, Peru’da, Machu Picchu’dan 1000 metre yükseklikte ve And Dağları’nda 3400 metre yükseklikte yer alan, yemyeşil, efsane bir şehirdir. İnka İmparatorluğu’nun 1500’lerdeki başkenti olan Cusco’nun merkezi, Plaza de Armas’a geldiğimde çok etkilendim. Bir şehir merkezinin bu kadar güzel korunması gerçekten hayranlık uyandırıcı. Ülkemizdeki şehirciler, mimarlar ve belediye yetkilileri, burayı görmeli ve sonra karar vermelidir. Burada dört yönü simgeleyen gökkuşağı bayrakları görmek mümkün; çevresindeki Arjantin, Ekvador, Peru ve Bolivya gibi ülkeler, önemli bir parçası oldukları İnka başkentinden yönetilmiş. İlk ziyaret ettiğimiz kilise, İspanyol işgali sırasında bir İnka sarayının üzerine inşa edilmiş. İspanyollar, İnka izlerini silmeye çalışsalar da, 1950 depremiyle İnka yönetim sarayı tekrar ortaya çıkmış. Tarih boyunca, işgaller sonrasında önceki medeniyetleri silme çabaları görülse de, doğa ve tarih burada kurtarıcı olmuş. İnka Caddesi’ndeki eğik taş duvarlar arasından geçerek muhteşem kent meydanına vardık. Yolda, İnkalarla fotoğraf çektirdik.

Kıyafetler, İnka ve İspanyol karışımı; özellikle şapkalar İspanyollardan gelme. Ülke, iki yüz yıl İspanya’nın işgali altında kalmış ve büyük bir nüfus kıyımı yaşanmış. İki yüz yıl içinde, topluluklar arasında ilişkiler gelişmiş ve 1500’lerde gelen İspanyollar, 1800’lere kadar kalmış. Aslında, talan ederek ayrılmışlar. Yerel bir rehbere kökenini sordum; övünerek tam bir İnkalı olduğunu söyledi. Yaşayan halkın yüzde kaçının kendini İnkalı hissettiğini sorduğumda ise, övünerek hepsinin öyle hissettiğini belirtti.